Pages

19 Aralık 2010 Pazar

Love The Way You Lie



Just gonna stand there and watch me burn,
But that's all right, because I like the way it hurts.
Just gonna stand there and hear me cry,
But that's all right, because I love the way you lie,
I love the way you lie.


I can't tell you what it really is.
I can only tell you what it feels like.
And right now, it's a steel knife in my windpipe.
I can't breathe, but I still fight while I can fight.
As long as the wrong feels right it's like I'm in flight.
High off her love, drunk from my hate, it's like I'm huffin' paint.
And I love it, the more I suffer, I suffocate.
And right before I'm about to drown, she resuscitates me,
She fuckin' hates me, and I love it.
"Wait, where you goin'?"
"I'm leavin' you!"
"No you ain't! Come back!"
We're runnin' right back, here we go again!
It's so insane, cause when it's goin' good, it's goin' great.
I'm Superman with the wind at his back, she's Lois Lane.
But when it's bad it's awful, I feel so ashamed.
I snap, "Who's that dude? I don't even know his name."
I laid hands on her, I'll never stoop so low again.
I guess I don't know my own strength.


Just gonna stand there and watch me burn,
But that's all right, because I like the way it hurts.
Just gonna stand there and hear me cry,
But that's all right, because I love the way you lie,
I love the way you lie.
I love the way you lie.


You ever love somebody so much, you can barely breathe.
When you with 'em you meet, and neither one of you even know what hit 'em.
Got that warm fuzzy feeling, yeah them chills used to get 'em.
Now you're getting fuckin' sick of lookin' at 'em.
You swore you'd never hit 'em, never do nothin' to hurt 'em.
Now you're in each other's face, spewin' venom in your words when you spit 'em.
You push pull each other's hair, scratch claw,
Hit 'em, throw 'em down, pin 'em, so lost in the moments when you're in 'em.
It's the rage that's the culprit, controls you both.
So they say it's best to go your separate ways.
Guess that they don't know ya, 'cause today, that was yesterday.
Yesterday is over, it's a different day.
Sound like broken records playin' over,
But you promised her, next time you'll show restraint
You don't get another chance.
Life is no Nintendo game, but you lied again.
Now you get to watch her leave out the window.
Guess that's why they call it window pane.


Just gonna stand there and watch me burn,
But that's all right, because I like the way it hurts.
Just gonna stand there and hear me cry,
But that's all right, because I love the way you lie,
I love the way you lie.
I love the way you lie.


Now I know we said things, did things, that we didn't mean.
And we fall back into the same patterns, same routine.
But your temper's just as bad as mine is, you're the same as me.
When it comes to love you're just as blinded.
Baby please come back! It wasn't you, baby, it was me!
Maybe our relationship isn't as crazy as it seems.
Maybe that's what happens when a tornado meets a volcano.
All I know is I love you too much, to walk away though.
Come inside, pick up the bags off the sidewalk!
Don't you hear sincerity in my voice when I talk?
Told you this is my fault, look me in the eyeball!
Next time I'm pissed I'll aim my fist at the dry wall!
Next time? There won't be no next time!
I apologize, even though I know it's lies!
I'm tired of the games! I just want her back! I know I'm a liar!
If she ever tries to fuckin' leave again,
I'ma tie her to the bed and set this house on fire!
Just gonna


Just gonna stand there and watch me burn,
But that's all right, because I like the way it hurts.
Just gonna stand there and hear me cry,
But that's all right, because I love the way you lie,
I love the way you lie.
I love the way you lie...

14 Kasım 2010 Pazar

Scarlett Johansson - Tanrının 6 Günde Yarattıkları











Scarlett Johansson: "Makyaj güzeliyim!" demişti. İşin aslı makyözlerin işini bu kadar iyi çıkarabilmesi için, alt yapının iyi olması gerek. Bir kadının yüz hatları ne kadar güzelse, yapılan makyaj da kendini o kadar iyi gösterir..

5 Kasım 2010 Cuma

Kadın - Erkek (2)


Erkekler mi daha akıllıdır kadınlar mı? Elbette ki kadınlar. Çünkü bacağı güzel diye, hiçbir kadın askıntı olmaz bir erkeğe.
- Shakespeare -

4 Kasım 2010 Perşembe

Mary Jane - Spider Man



Kim söylemiş Mary Jane ile kaderimizin ortak olmadığını..?

"GardıroP"

Güzel, çirkin, şişman, zengin, fakir.. dünyadaki tüm kadınların tek bir ortak derdi vardır: 'Giyecek hiçbir şeyimiz yok' !



Yazmaya değer bir konu kadın gardırobu.. Öyle hafife almayın lütfen, bir kadının dolabı, cephanesi gibidir aynı zamanda. Cephaneye eklenen her yeni etek, t-shirt, elbise ve bilumum kıyafet yeni bir silah yerine geçer. Modası geçen elbiseler dahi atılamaz, zira anıları vardır. Hepsi bir yana bir gün yenide moda olur diye de atılmaz, öylece durur. Hani hep aynı şeyleri söyler durur modacılar: "Dolabınızda bir tane siyah pantolonunuz, bir tane şık siyah elbiseniz, beyaz bir gömleğiniz vs. olsun"
Aslında doğrudur, en büyük kaos anında kurtarıcımız yine emektar siyah elbisemiz olur. Yeni alınan takılar eşliğinde elbise bambaşka hallere getirilir, makyaj ve saçlar da bonusu..
Ama yine de biz kadın milletine bir gardırop değil iki gardırop dolusu kıyafet verilse yetmez ! Yetmez çünkü, en büyük tutkularımızdan biri güzel görünmek. Kadın özgüvenine en iyi gelen ilaç ise üzerimize cuk diye oturmuş, hatlarımızı fazlalıkları ortalığa atmayacak şekilde belirginleştirmiş jean'ler.


Neyse konuya geri dönelim, yukarıda da yazdıgım gibi işte. Yüzlerce kıyafet verin bize, yine de her sabah uyandıgımızda dolabın karşısına geçip "bugün ne giyeceğim?" ya da "hiçbir şeyim kalmadı !" benzeri cümleler kurarız. Komik ve garip olan dolabın karşısında geçirilen süre sonrasında bir gün önce giydiklerimizi giyebiliriz..

İlginç değil mi?

Kadınlar işte .!

30 Ekim 2010 Cumartesi

"Denklem"

Bir telefon konuşmasında ortaya çıkmış bir konudur ki yazmak istedim..
Konu, herkesin çok tanıdık olduğu kadın - erkek meselesi. Ama bu aşina konuya gelişimiz farklı. Matematikte en bilinen konudur denklemler, sürekli x ve y arasında bir gidiş - geliş, genellikle x'e verilen değeri bulma durumu ya da x'e verilecek değerdir asıl olayınız.. Bana kalırsa kadın - erkek arasındaki ilişkiyi biraz matematiğin denklem konusu ile özdeşleştirebiliriz. Nasıl mı?

Kadın, küçük bir kız çocuğuyken de genç bir kız oldugu zamanda orta yaşlarına gelmiş, kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olduğunda da kendisine verilecek değer bellidir. Kadına ister x diyelim ister y diyelim kadın, her zaman degerlidir. Daha dünyaya gelip, ilk nefesini aldığı anda prenses olur, sonra güzellik abidesi olur, melek olur, melek yüzlü şeytan olur, kraliçe olur, sürekli olarak değerini gösterecek kelimelerin hedefi olur. Hatta değerini ifade etmek için kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar bile olur..
Erkek için durum böyle değildir elbette. Bir kere "erkek adamın erkek çocuğu olur" cümlesiyle gelen ego sonucu erkek bin bir türlü dünya zorluğuna alıştırılır. Çünkü, erkek erkektir işte. Kız gibi değildir bir kere, prens değil kahramandır. Kahramanlar, zorlukları aşınca kahraman olurlar, dünyayı kurtarırlar. Onların ne işi olur kendilerine verilen değerle..
Tam da bu noktada ortaya çıkıyor işte erkeğin x, kadının y yapısı. Prensesiyle karşılaşan Kahraman, çocukluğundan itibaren ilgi ve alaka ile büyümüş olan kızın ilgi dolu yaklaşımı karşısında etkilenir. Daha önceden alışık olmadığı bu tavır sonucunda o alışılagelmiş kötü espriyle yüzleştirir prensesi, "x'e değer verirsen ne olur? x'in götü kalkar" Gördüğü ilgi karşısında Kahraman değişir tabii, o mütevazi halinden eser kalmaz.. Sonra saçmalar.

Bu yüzden kadın - erkek ilişkilerinde tartışmaya sebep olan bu ilgi konusuna artık kafa yormuyorum. İkisininde kabahati yok, tabiat kurallarından biri işte. Kadın, ilgiyle büyür ve alıştığı ilgiyi ister. Erkek ise, alışık olmadığı ilgiyle karşılaşınca bazen bambaşka bir adama dönüşür, şaşırtır..

20 Ekim 2010 Çarşamba

Kadın - Erkek



Kadın sevgi uğruna herşeye hazırdır, sevişmeye de. Erkek ise sevişmek için herşeyi feda etmeye hazırdır, sevmeyi bile...

16 Ekim 2010 Cumartesi

" Victoria's Secret "











Moda sadece ayakkabı da elbise de değil ki ! Bence, iç dünyamızı renklendirmek adına Victoria's Secret'a yönelmek gerek. Sizce de geç kalırsak üzülebiliriz gibi görünmüyor mu ?

14 Ekim 2010 Perşembe

2 Ekim 2010 Cumartesi

Küçük Sırlar - Sarışının adı Esmerin tadı













Son sıralar ekranı fazlasıyla kaplayan bir dizi Küçük Sırlar, zira dizi hakkında başka bir iki yazı da yazmışlığım var. Ama bu kez farklı. Sinem Kobal namı diğer Su kendi rolünün hakkını pek veremediği için senaristler dizinin diğer kızı Merve Boluğur yani Ayşegül'ün rolüne daha fazla ağırlık vermişler. Basında geçen haberlere göre de bu durum Sinem Kobal'ın canını çok sıkmış. Kim olsa canı sıkılır, hani onun rolü biraz daha karışık ve zor. Ama bu fotograflardan sonra, duruşu - bakışı - tavırlarıyla kim daha çok rolünün hakkını veriyor acaba ?

24 Eylül 2010 Cuma

Ian Somerhalder - Tanrı'nın 6 Günde Yarattıkları











Ian Somerhalder

Ian Somerhalder : "Erkekler rahat gözüken kadınlardan hoşlanırlar. Kadın sadece bir sweatshirt giyiyorsa ve içinde rahatsa, kesinlikle seksidir." COSMOPOLITAN

16 Eylül 2010 Perşembe

Bana Ferrari alsana Berkcan !

Umulduğu üzere Berkcan'ın ve Berkcan'ların sonu hiç güzel olmamıştır. Neden mi? Nedeni belli, kadınları böyle elde tutamazsınız..
Biliyorsanız eğer yazımın başlığı bir şarkıdan alıntı, yazımın ilham kaynağı ise Ekşi'de ki "Sevgilisine BMW X5 hediye eden erkek" başlığı..
Hangi hatun kişi Berkcan'ı yahut Sertcan'ı kendisine BMW X5,Q7 ya da Ferrari alınca, deliler gibi sevinir ki?
Bu, kız arkadaşına çok büyük bir hediye alan, sevgilisini otobüse, taksiye, dolmuşa bindirmek istemeyen Sertcan'ın hüzünlü aşk hikayesi. Begümsu, hediyesi X5'i gördüğünde hiç mutlu olmaz

ve şöyle der: "Erikcan Lokumsu'ya daha geçen gün X6 aldı, şimdi yan evin önünde X6 dururken bu külüstüre binmemi beklemiyorsun herhalde..?!Hem ben senin arabana binmekten, beni eve bırakmandan memnundum zira bu şekilde daha çok beraber vakit geçiriyorduk..." Begümsu'dan beklemediği cevap alan Sertcan yıkılır, daha fazla duramaz bu cevabın karşısında.
Sertcan ile Begümsu bir kenarda şöyle dursun, bazı erkeklerin inatla anlamamayı tercih ettiği en büyük konu bu : süslü, cicili bicili hediyeler alınca kendilerini sevgililerine yeterince ilgi göstermiş sanıyorlar. Aynı çocuğuna fazlasıyla para veren babanın çocuguyla yeterince ilgilendiğini düşünmesi gibi.
İyi ama hangi kadın bunu ister? Evlilik söz konusu olsa ve eşine araba hediye eden bir erkek olsa belki bunu biraz anlayabilirim. Ama söz konusu bir ilişkiyken neden sevgiline araba alırsın? Hadi diyelim aldın, neyi düşündün ki bunu yaparken? Erkekler düz mantık, kadınlar detaycı.. Bir kadının sevgilisine araba alması, adamı kendisine uzaktan kumandalı araba hediye edilen çocuk kadar mutlu edebilir zira erkekler ve oyuncakları arabalar.. Diğer seçeneği anlayamıyorum. Hayır sevgilim bana X5 almadı, bu durumu hazmedemiyorum falan sanmayın, ki ben sevgilimle dolmuşa binsem tüm X5'ler benimmiş gibi mutlu olabilirim. Şimdi biraz anlayabildiniz mi? Kadınlar pahalı hediyeler yerine ilgi, samimiyet ve sevgi ister..

8 Eylül 2010 Çarşamba

Be Stupid



Diesel'den paylaşmaya değer, lezzetli bir reklam.

4 Eylül 2010 Cumartesi

15 Ağustos 2010 Pazar

Uzun süreli ilişki & Fuck Buddy


İki başlığı da farklı yazılarda kullanmayı isterdim ama bir şekilde ikisi de bağlantılı..
Elle dergisinin Ağustos ayı sayısını karıştırırken "Fuck Buddy - Seks Partneri" üzerine bir yazı yazıldığını ve bu duruma ilişkin bir kaç kişinin yorumunu gördüm. Merak ettim, okudum. Bazı düşünceler havada kaldı, bazı sorularıma yanıt bulamadım, paylaşmak istedim..
Yazı da günümüzün modern dünyasında artık insanların evli ya da bekar durumlarına aldırış etmeden sadece seks uyumu ile alakalı olarak birbirleriyle birlikte olabilmelerinden bahsedilmiş.
Evet. Seks , Seks , Seks !
Seks sattırır.
Seks değiştirir.
Seks okutur.
Seks; hayatın her yanını etkiler.
Diğer bir deyişle, seks olmadan olmaz. Yazılıp çizilenler, yaşananlar ve tecrübeler doğrultusunda herkes seksin hayatlarında ki yeri hakkında bir parça olsun fikir sahibi olur.
Dergide evli bir kadın, eşiyle aralarında inanılmaz bir uyum ve anlayış olduğunu ancak seksin bittiğini bu yüzden 2 farklı seks partneri olduğunu yazmış. "Neden 2 ?" diye sorulduğunda ise, iki kişi olunca aşık olma etkisini 'etkisiz' konuma getiriyorum diye cevap vermiş.
Bekar ve genç bir kızımız da, oturduğu apartmanda üst dairesindeki komşusu ile sadece seks partneri olduğunu, çocuğun normalde hoş ama boş olduğunu, söz konusu seks olduğunda ise mükemmel bir partner olduğundan bahsetmiş.
Başka bir itirafın sahibi olan evli bir erkek ise, eşiyle iyi bir ilişkisi olduğunu ancak aynı zamanda eski sevgilisinin kendisini arayıp sevgilisinden ayrıldığını söylediği andan itibaren seks partneri olduklarını, eski sevgilisine karşı olan zayıflığını anlatmış.

Bütün bu yazılanların sonucunda da en iyi seks partnerlerinin evli olduğu kanaatine varılmış, zira evli seks partnerleri gündüz birlikte olup, akşam evlerine gittiğinden en sorunsuz olanıymış !
Uzun süreli ilişkilerde ise sadakat beklemek aptallıkmış, acımasızca aldatılmayı en çok hak edenler uzun süreli ilişki yaşayan çiftlermiş.
Anlaşılan evliliğinde, uzun süreli ilişkinin de kaderi ortak. Aldatılmak farz kılınmış gibi yazıp, anlatanlar öyle çok ki !
Havada asılı kalan düşüncelerime gelirsek, seks partnerlerinden bahsedenlerin hiç biri eşinin ya da sevgilisinin bu durumdan haberi olduğundan söz etmemiş. Bu demek oluyor ki açıkca birlikte oldukları insanları aldatıp, huzurlu bir şekilde uyuyabiliyorlar. Peki ya bunlar nasıl evlendi? Yani "evlenmeden olmaz" diyerek birbirlerine 'evet' dediler ve seks konusundaki uyumsuzluklarını görünce hayal kırıklığına mı uğradılar?Yok ama olmaz, yaşadıkları ilişkileri böyle kolay anlatanlar ten uyumu hakkında biraz olsun bilgi sahibidir herhalde.
Peki ya hepimizin sonu mu aldatılmak?

Benimle evlenecek adama NOT: Zaten doğduğum andan itibaren soracağın o soruya "EVET" demeyi bekliyorum,bana gelene kadar adam ol. Yok seks partneri, yok ten uyumu, yok uzun süreli ilişkinin kaderi falan bunları öğren, bana öyle gel. Haberin olsun aşk söz konusu olunca biraz geri kafalıyım, modern dünyanın oyunlarına tahammülüm yok.

" Inception - Başlangıç "



"Zevkler ve renkler tartışılmaz" oldukça klişe bir o kadar da yerinde bir cümle, zira beğeni herkese göre değişir. "Inception" filmi için de aynı görüşteyim..
Allah'ın yine sıcak ve kurak bir gününde klimaların fazlasıyla soğuttuğu bir sinema salonunda 2 saat 22 dakikamı ayırdığım bu film, öyle umduğum gibi çıkmadı. Hani muhteşem bir filmdi, yerlere göklere sığmıyor bir de üstüne üstlük taşıyordu? Hani rüya içinde rüyadan oluşan bilim kurgu, aksiyon, dram vb. türlerden oluşan film çok etkileyiciydi? Şimdi sevgili okur, aranızda filme gidip böyle son derece
etkilenenler olmuş olabilir, ama ben öyle çok etkilenemedim.

Evet güzel film olmuş ama harika değil. Ama yönetmene de oyunculuklara da lafım yok, oyuncular rollerinin hakkını vermiş. Özellikle Marion Cotillard ve Leonardo DiCaprio'nun ikili sahneleri etkileyiciydi, Marion Cotillard Leonardo DiCaprio'nun yüzünü avuçlarının arasına alıp, "Gitme" dediğinde aynı sırada oturduğum seyircilerden birinin "Bana mesela böyle 'Gitme' dese, ben kalırdım" dediğini duydum (!)
Öyle işte sevgili okur, güzel film olmuş ama o kadar da lezzetli değildi. Daha iyilerini de gördüm !

11 Ağustos 2010 Çarşamba

"acımayacak"

Öncelikle bir düzeltme yapmalıyım sevgili okur, geçenlerde Tarkan'ın yeni albümünde ki "İşim Olmaz" şarkısını bloga eklemiş ve albüm ile ilgili "albüm olmuş - ooyeeeee - budur" vb. cümleler eşliğinde bir kaç satır yazmıştım. Ama ben albümün tamamını dinlemeden, 3-4 şarkıya kapılmış ben "Acımayacak" şarkısını adeta görmezden gelmişim..

Tanrım ! o ne şarkı ama? Sözleri Sezen Aksu'nun oğlu Mithat Can'a ait olan şarkı, dinledikten sonra "bir daha asla" dedirtti.

"gece çıkmak dans etmek istermiş kendisi
gözü yükseklerde ama bir o kadar masum
ne yaparsın, nereye kadar kaçarsın?

kız ilik gibi ne dese boynum kıldan ince
şansım varsa ben ona talibim
bir gel dese kapının önündeyim
yalvarmak mı gerekiyor?
diz çökmek mi gerekiyor?
sen iste ben bekliyorum
listeme de ekliyorum
gel gel gel güzelim
gel gel acımayacak
gel gel gel güzelim
gel hiç acımayacak
kalk gel gel gel güzelim
gel gel acımayacak
gel gel gel güzelim
söz hiç acımayacak
kalbin ah kalbin!"

Peki bu sözlere ne der insan? Doktorlar muayene olmaktan korkan çocuklara söylesinler, "Gel Gel Gel güzelim - Söz hiç acımayacak" erkeklerde kızlara söylesinler. Söz konusu aksiyondan çekinen kızlarımıza söylenebilecek en uygun şarkı an itibariyle..

Albüm de "Öp" diye bir şarkı da var ama bu şarkı kadar iddaalı değil. Ekşi'de şarkı için yazılmış yorumlara da baktım pek parlak yorumlar olduğunu söyleyemem ama iyi yorumlar da var. Bu arada en hoşuma giden "bu yıl stadyumlarda maçlara damgasını vuracak olan şarkı." yorumuydu, hani haksız da sayılmaz.

Uzun lafın kısası, albüm olmuş ama şarkı olmamış..

10 Ağustos 2010 Salı

Çingene - Hippi - Çiçek Çocuklar



Bu yazıyı bugün Milliyet'in internet sitesinde okudum ve seninle paylaşmayı istedim sevgili okur.. Belki bilmeden hayatımızı etkiler, büyüyünce doktor, öğretmen, mühendis, vs. olmak yerine, ben büyüyünce hippi olacağım.!

"Let the sunshine in!
Çingeneye, “Tanrı seni niye çingene olarak yarattı?” diye sorduğunda, “Yemek, içmek, dans etmek ve uyumak için” cevabını verirmiş.
İşte bu apolitik, özgürlükçü, saf insancıl yaşam biçimini örnek alan 60’ların gençliği, listeye özgür aşkı da ekleyip dünyanın en büyük kültürel patlamasına önayak oldular. Bu büyük ‘çiçek gücü’ patlaması neredeyse yarım asırdır tüm canlılığıyla hayatımıza renk katıyor.

Modern dünyada hippi olmak;
• Düşüncelerinizi serbest bırakın. Genel estetik kaygılardan, modadan ve popülariteden kendinizi arındırın.
• Doğal beslenin, vejetaryen olun. Bitkibilimini öğrenin, hatta şifalı bitkiler yetiştirin.
• Vaktinizin çoğunu dışarıda geçirin. Balkon, teras, bahçe, hangisine sahipseniz o alanı renk renk yastılar, çok desenli kumaşlar, fenerlerle donatın.
• Saksıda çiçek yetiştirin ve saksıları mutlaka rengarenk boyayın.
• Değer verdiğiniz kişileri, güzel anlarınızı anmanızın en kolay yolu, el yapımı çerçevelere yerleştireceğiniz resimlerle duvarlarınızı süslemek…
• Artık kumaş parçalarını değerlendirmek hippi geleneğiyle bire bir örtüşüyor. Evinizde patchwork örtülere, yorganlara yer açın.


• Doğa denge üzerine kuruludur. Dekorasyonda kullandığınız renk, doku ve desenlerde denge arayışında olun.
• Evde her zaman taze çiçekler bulundurun ve bunları içi su dolu cam vazolarda yaşatın. Su çingene kültüründe yaşamın kendisini temsil ediyor. Bu sebeple içinde, ışığında bol bol yaşam enerjisi barındırıyor.
• Hippilik komün hayatının en güçlü akımı… Arkadaşlarınızı evinizde ağırlayın. Ne kadar çok insan, o kadar bol kahkaha, o kadar güzel enerji…
Neden hippilik?
Psikanalist Eric Fromm, hippiliği gelmiş geçmiş en tutarlı hareket olarak kabul ediyor. Çünkü ‘çiçek çocuklar’ özgür aşk savunuculuğunun, barış yanlılığının tüm gereklerini yerine getirerek, inandıklarını yaşamaktan hiçbir zaman çekinmemiş ve var olan düzene bir bütün halinde karşı koyarak alternatif br hayatı sürdürmeyi başarmışlar. Bu yaşam tarzının en şaşırtıcı yanlarından birisi olarak da komün hayatı yaşayan hippi gruplarının üyelerine tek tek bakıldığında hiçbirinin cebinde metelik olmamasına karşın rahatlıkla hayatlarını sürdürebilyor oluşları gösteriliyor."

7 Ağustos 2010 Cumartesi

İdeal Kadının 7 Sırrı



Neymiş ki o ???

Ukrayna'nın önemli kadın portallarından Ivona, "ideal kadın" profilini çizdi. İşte erkeklerin rüyalarını süsleyen kadının yedi özelliği :

1- Dolgun dudaklı.
2- Balık etli. Hafif kilolu ama şişman değil.
3- Açık renk saçlı.
4- Temiz ve bakımlı.
5- "Kum Saati" hatlarına sahip. İnce bel, büyük göğüs, geniş kalça..
6- Simetrik yüz yapısı.
7- Bir ilişki içinde. Çünkü erkeklere göre ideal kadın asla yalnız olmaz!



Aslında eklenebilecek alternatif bir seçenek daha var, uzun saç. Kısa saçlı kadınlar ne kadar dikkat çekici olsa da uzun saçın asilliğini ve seksiliğini herhalde kimse inkar edemez. Ayrıca ideal kadın, gerektiği zaman seksi gerektiği zaman bebeksi olabilmeli..

Bu arada Fransız model Laetitia Casta 'ideal kadın'ın yaşayan örneğiymiş.

5 Ağustos 2010 Perşembe

Kızlar Dikkat : Evde Kalmayın.



Bazı Kızlar Neden Evde Kalırlar?

Kadınların gidip kendilerine erkek (koca) secebilecekleri bir erkek dükkanı (magazası) acılmıstır. Magaza 5 katlıdır ve her kat cıkıldıkca, erkeklerin nitelikleri de yukselmektedir.

Magazada sadece tek bir kural gecerlidir: herhangi bir katın kapısından iceri giren kadın, o kattan alıs-veris etmek zorundadır ve eger bir ust kata cıkmak isterse, tekrar asagı katlara inemez.

Bir gun bir grup kız arkadas, kendilerine erkek secmek icin magazaya gider.
Ve....

1. KAT: Kapıda sunlar yazılıdır: "Bu kattaki erkeklerin calısacak bir isleri var ve cocukları da severler". Kızlar yazılanları okur ve soyle derler: "Eh, hic yoktan iyidir ama bir de ust kata bakalım".

2. KAT: kapıda yazılanlar: "Buradaki erkeklerin iyi bir isleri var, cocukları severler ve son derece yakısıklıdırlar." Kızlar: "Hmmm, hic fena degil ama acaba bir ust katta ne var ?"

3. KAT : "Buradaki erkeklerin cok iyi birer isleri var, cocukları severler, son derece yakısıklıdırlar ve ev islerine de yardım ederler". Kızlar: "Aman
Tanrım, cok etkileyici ama yukarıda baska katlar da var."

4. KAT : "Buradaki erkeklerin isleri cok iyi, cocukları cok severler, gayet yakısıklı olup, ev islerine yardım ederler ve ayrıca son derece romantiktirler". Kızlar cıglık atmaya baslarlar: "Inanılmaz, bir ust katta bizi neyin bekledigini bir dusunun!" Ve bir kat daha cıkarlar...


5. KAT: sunlar yazmaktadır: "Bu kat bostur ve sadece, kadınları memnun etmenin mumkun olmadıgını kanıtlamak icin konmustur. Cıkıs soldadır; umarız inerken merdivenlerden yuvarlanırsınız.

Facebook'da bir arkadaşım paylaşmıştı. Mutlaka bloguma koymam gerekli diye düşündüm, gerçekten doğru bir yanı var. Biz kızlar bazen hep daha iyisini istemekten elimizdeki iyiyi de kaybedebiliyoruz, eh bir de kediyi merak öldürürmüş bilinen bir sözdür kadınlarında kediye olan yakınlıkları düşünülecek olursa aman diyeyim aman !

31 Temmuz 2010 Cumartesi

"mutluluk şurubu"


Beyrut'un yazılarından birinde okumuştum herhalde, mutluluk şurubu ve biraz da dilek şurubu. Hayatın zor yanlarına inat, bu iki şurubu da fondip yaparak içmek isterdim.
Mesela Alice'in hikayesinde olan şuruplardan olmalıydı, hani kapıların boyutuna göre içince küçültebilen ya da büyütebilen.
Bize de yaşanılan zorlukların verdiği ya da vereceği hasarlar için şuruplar verilseydi keşke.
bugün sevgilim beni terk etti - ayrılık şurubu
bugün işten kovuldum / istifa ettim - işsizlik şurubu.

Ya da hayatımızda bulunan kişiler için birer şurup olmalıydı;
-Yüksek oranda yapılmış alışveriş ve sonucunda eve gelecek kredi kartı ekstresi için ebeveyn sakinleştirici şurup,
-Sevgiliyle yaşanması muhtemel tartışmaları önleyici şurup,
-Sınavda kopya çekmeyi kolaylaştırmak adına sınavı yapan öğretmeni uyutan şurup,
-YÖK ve benzeri kurumlarda bulunan tüm yetkilileri LYS,DGS,YDS, vb. sınavların sorularını hazırlarkan kolay soru seçmeye teşvik eden şurup,


-İş verenin, çalışanını strese sokmadan kolayca zam yapmasını sağlayacak patron şurubu,
-Kızışma dönemine girmiş kedilere koca bulucu şurup, vs..
Bunlar ve bunlara benzeyen pek çok şurup olsaydı hayat nasıl da kolay olurdu ama..

Neyse canım, böyle hayalperest şurupçu düşünceye de tek yazılık hak tanırım, yoksa şuruplara takılırsak ohooo yaşayamayız ki...

Garfield Felsefesi



Madde 1 : İnsanlar yorgun doğar, dinlenmek için yaşar.
Madde 2 : Çalışmak yorar.
Madde 3 : Gündüz dinlen ki gece rahat edesin.
Madde 4 : Yatağını kendini sevdiğin gibi sev, içinden çıkamayacağın gibi yap.
Madde 5 : Yarın yapabileceğin işi bugün yapma.
Madde 6 : Bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.







Madde 7 : Dinlenen birini görünce otur ona yardım et.
Madde 8 : Oturmak mümkünse ayakta durma, yatmak mümkünse oturma.
Madde 9 : Tembellikten kimse ölmemiş.
Madde 10 : Çalışma isteği duyunca bir yere otur isteğin geçmesini bekle.



Tembellik yapmak isteyene bahane bol ;)

29 Temmuz 2010 Perşembe

28 Temmuz 2010 Çarşamba

kim ne demiş ? ne olmuş?


Haber aynen şöyle :

"Küçük Sırlar'a büyük darbe!
Sinem Kobal ve Burak Özçivit'in başrolünü paylaştığı 'Küçük Sırlar' dizisine veto!
Çekimlerin yapıldığı İstanbul Erkek Lisesi yönetimi, öğrencilerin uygunsuz sahnelerinden rahatsız oldu

Dünyayı kasıp kavuran Gossip Girl'ün yerli versiyonu 'Küçük Sırlar' dizisi gelen tepkiler üzerine büyük şok yaşadı. Pırıltılı mekanlar, en lüks arabalar, en güzel kıyafetler, en bakımlı insanlar… Kimsenin göründüğü gibi olmadığı bir yerde yaşayan gençlerin hayat tarzlarını konu alan diziye çekimlerin yapıldığı İstanbul Erkek Lisesi'nden veto geldi.



Sinem Kobal ile Burak Özçivit'in başrollerini paylaştığı dizi bazı sahnelerinin gençlere kötü örnek olduğu gerekçesiyle tepki çekmeye başladı. Dizide kız öğrencilerin mini etek giyinmesi, sürekli alkol ve uyuşturucu gibi konuların işlenmesi çekimlerin yapıldığı İstanbul Erkek Lisesi'nin yönetimini rahatsız etti. Yapım şirketine bu rahatsızlığını bildiren okul yönetimi artık çekimlerin İstanbul Erkek Lisesi'nde yapılmasını istemediklerini açıkladı. Bunun üzerine harekete geçen yapım şirketi, kalan çekimleri Mimar Sinan Üniversitesi'nde yapabilmek için kolları sıvadı."
http://tvrehberi.milliyet.com.tr/Kucuk_Sirlar%27a_buyuk_darbe_/Tv_Rehberi/1269227/tvh/index.htm?ref=milliyetsag

Haber açık bir şekilde ortada. Daha önce "Küçük Sırlar" dizisi için yazdıklarımı doğrular gibi, zira dizinin ilk bölümüne yalnızca 10 dakika baktıktan sonra bile aynısı-uyarlaması-benzeri olamayacağı yeterince ortadaydı ki ortada.

İstanbul Erkek Lisesi yönetimine saygılarımı sunuyorum..